Türkiye'de oyun yapımcılığı ne zaman adam olur?

İki haftadır hastalık bir oyuna kaptırmış bulunuyorum. Adı Plasma Pong. Bildiğimiz Pong'un süper fikirlerle zenginleştirilmiş hali. Akışkan bir maddeyi emip fışkırtarak, bir plazma yığını içinde oluşturduğunuz girdaplara, akımlara karşı mücadele ettiğiniz muhteşem bir oyun. Üstelik bedava! Yalnız bir Pong klonundan beklemeyeceğiniz bir şey yapıyor ve bilgisayarınızı kasıyor, uyarmadı demeyin :)

Bu güzel oyunu oynarken, ne zaman Crimsonland gibi, Tube Twist gibi muhteşem bir oyun oynasam aklıma gelen soru yeniden peydah oldu: Türkiye'deki oyun yapımcılığı ne zaman adam olacak? Cevabı belli: Bebek adımlarıyla yürümeyi göze aldığımız zaman. Ne zaman ki Plasma Pong gibi ufak tefek ama çok başarılı oyunlar yapmaya başlarız, ne zaman ki "dünyayı sarsacak bir oyun" yapmanın peşinde koşmadan önce elimizdeki imkanlara göre, maksimum yaratıcılık içeren oyunlar yaparız, ne zaman ki Türk download sitelerinde bile olmayan Türk shareware/freeware oyunları ve programlarının oranı artar, o zaman doğru yoldayız demektir.

Çünkü büyük bir oyun yapmanın gereksinimlerini karşılayabilecek parasal ve zihinsel birikime sahip değiliz. "AAA" olarak tabir edilen, en üst kalitedeki oyunların yapım masrafları çoktan milyon dolarları geçti. Bu tür oyunlarda 70 ila 150 kişilik ekipler çalışmakta. Ve bu yatırıp uçurumu, yeni nesil konsol oyunlarıyla birlikte iyice genişleyecek. Ayrıca her kreatif işte olduğu gibi, oyun yapımcılığı da hem yüksek düzeyde bilgi, hem de tecrübe gerektiriyor. Oyun tüketiminde sorunumuz yok, ama üretim konusunda müthiş bir bilgi ve tecrübe zaafımız olduğu kesin.

Ama hala bir umut var bizim için. Darwinia gibi, Galactic Civilizations 2 gibi oyunlara bakın. Ufak ve ne yaptığını bilen ekiplerin de (birincisini 4, ikincisini 15 kişilik bir ekip yaptı) ciddi ve para kazanan oyunlar yapılabileceğinin en yakındaki iki örneği. İki yıl önce dergide de verdiğimiz iki kişilik futbol temalı, Pong benzeri çok hoş bir Türk oyunu vardı. Onu görünce ümitlenmiştim "acaba doğru yola giriyor muyuz?" diye. Ama arkası gelmedi.

Türkiye oyun piyasası 4-5 yılda çıkacak büyük bir projeyle girilen riskleri kaldırabilecek durumda değil henüz. O yüzden, iyi bir programcı, bir grafiker ve güzel fikirleri olan ekip lideri bir tasarımcı bir araya gelip ufak 4-5 kişilik takımlar kurmalı. Takım halinde çalışmanın avantajlarını öğrenmeli, Türk insanının genlerindeki "zorda kalmadıkça birlikte hareket etmeme" hastalığını yenmeli ve ekip halinde bir amaca odaklanmalı. Ama ilk başta o amaç, o hedef ulaşılabilir küçüklükte olmalı ki, daha başlangıçtan ekibin şevki kırılmasın.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Doğru söze ne denir... Bence en büyük hata yapılmaya kalkışılan oyunlara "bi oyun yapıcaz milyonlarca satıcaz, paraya para demicez" mantığıyla başlanması. Ya çok aç gözlüyüz ya da sabır denen şey nedir bilmiyoruz. Bir gün kafamızı çok sert bir şekilde duvara vuracağız ama çok geç olacak (:
Adsız dedi ki…
Oyuncularında, oyun yapımcılarınında harcadıkları paralar sürekli katlanıyor. Bir yerden sonra teknoloji değilde daha farklı şeyler insanı tatmin etmeye başlıyor. Ne durumda olduğunu bilemediğim Türk oyun piyasasında da bütçeyi artıracak türden oyunlar yerine dediğiniz türden oyunlara yönlenmesi lazım. Oyunlara katılan eğlence faktörünü parayla değilde yeni fikirlerle artırmak lazım. En azından ben, eski bir bilgisayarı olan bir oyuncu olarak bunu düşünüyorum. 2D'yi seviyorum. (:

Yazı için teşekkürler.
Pathologic dedi ki…
Eh gençlerimiz, küçük yaştan itibaren birbirlerinin ayaklarını kaydırmak için yetiştiriliyor nasıl olsun da bir araya gelip; karın tokluğuna ufak oyunlar yapmaya gayret etsinler.Nerede beleş oraya yerleş.
Ahmet Kamil Keleş dedi ki…
Gerçekten haklısın Sinan Abi... Ben de tam şimdi bu konu hakkında bir yazı yazıp size, Level'daki Kapalı Oturum'a yollayacaktım.
Dauril dedi ki…
ttürkiyede oyun sektörünün gelişmesi için 2 şeye ihtiyaç var bence;
1)yetenekli yapımcılar(ki bizde bol bol var..)
2)bu sektörün ne kadar büyük olduğunu anlayacak yayımcılar...

yayımcılar buradan size sesleniyorum,bir oyunun yapımı o kadarda pahalı değil,ama satışından alacağınız para o paranın kat kat fazlası...
Utku Öz dedi ki…
Türkiye henüz serbest bölgelerini tamamlayabilmiş,bu sektöre de gerekli teşviki verebilmiş değil.
Şimdiye kadar da İmengi dışında büyük paralarla(ha kabul o rakamlar da komik) bu işe giren olmadı.
Silikon Vadisi gbi projeler tamamlanınca,ucuz mühendis gücünün de olduğu ülkemize firmaların ilgisinin artacağını düşünüyorum.
Ama bu üç kişilik ekiple milyon dolarlık yapımlara meydan okuyan yurdum yapımcıları ile bi süre daha yapılamayacak. Dediğim gibi İmengi yani Ceiron grubunun çabalarını,gidiş yollarını büyük ilgiyle takip etmemiz lazım...
Quicksilver90 dedi ki…
hem anıl'ın dediği gibi açgözlüyüz hemde bu işin çok kolay olduğunu sanıyoruz. 3 sene önce bizim sınıftaki 1 insan bana şöyle 1 cümle kurdu:"biliyomusun quick
Adsız dedi ki…
"O deil de sinan abi şimdi bizim süper bi projemiz var duumüç motoruyla bi oyun yapıcaz süper olucak halflayf gibi silahlar falan koyucaz bi röportah yapar mısınız?
efendim?
yok daha bilmiyoruz 3d modelleme harita falan ama çok istekliyiz. türk oyunu olucak zaten abi. ehe mehe."

diye ne kadar adam geliyor acaba size:p

Ağustos ayı için inbaks şeysine de bir mail attım zaten. Ne yaptığımızı ne yapacağımızı bilmeden davranıp, sonra da bahaneler uyduruyoruz.
Öte yandan daha farklı bir nesil yetişiyor. Kanımca (gerçi bazıları hemen yeaa abi bırak yeaa diye girecektir ama.. onlar herşeye karşı zaten) Level dergisinin bu bilincin kazanılmasında olumlu etkisi olmuştur.

Aslında derginin bi köşesi amatör ve profesyonel yapımcılara ayrılsa, öyle bir köşe kurulsa?
maelstorm dedi ki…
ne diyorsunuz blaksis bey böyle bir köşe fikrine? biliyorum oradasınız, komınt modereyşın açık:p
Adsız dedi ki…
Ya Narbacular Drop'a ne demeli? Valve tarafından Portal ismiyle yayınlanan videodaki etkileyici silah yepyeni bir fikir mi? Bundan birkaç ay önce LEVEL DVD'de yer alan Narbacular Drop adındaki ufacık oyunda da aynı fikir kullanılmıştı. Böyle yaratıcı düşünceler büyük firmalardan önce amatör grupların aklına da gelebiliyor demek ki...

Türkiye'de şu ana kadar çıkan ve iddialı cümleler ile tanıtılan oyunların hiçbiri vasatın üstüne çıkamadı. Basit bir FPS ya da Resident Evil taklidi oyunlar yapmak ile gelişemeyiz. Sıfır noktasında olduğumuzu bilerek ve ufak adımlarla lütfen...
Rattlehead dedi ki…
Kökten yanlış bir zihniyetin bulunduğu ülkede,şanstan yapılacak iyi bir oyun için kafa yoruyoruz.Oyun oynayanların bile yarısından fazlası tüketici zihniyetinde ve oyunların boş vakit geçirmek için yapılan şeyler olduğunun kanısında.Yani ne zaman sanatsal bir gözle bekılırsa bu oyunlara,o zaman türkiye milyonlarca adımdan birini atarak yakınlaşmış olacak bu düşünceye.Ama böyle giderse,uzay turizminin başladığı yıllarda,"biz oyun yaptık" dediğimizde havamızı almış olcağız.
Ragnor dedi ki…
Mael beye katılmaktayım, açınız efem öyle bir köşe, hatta siz açın köşeyi, biz yaparız oyunları size yazmanız için. Köşe isterük yani!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anime, çizgi film değildir!

388@0

12'den 20. Güne Zıplayış