Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

400 gün sonra tutup krizi anlatmak da nesi?

Resim
İnsanı en çok strese sokan, başarılmamış büyük hayaller değil, yapılmadığından biriken ve sürekli ertelenen küçük görevlerdir. Mesela blog. Ne kadar zamandır “ha bugün, ha yarın, oldu olacak…” diyerek neredeyse, ne neredeyse, tam 14 ay tek satır girmemişim blog’a. 3 kelime bile yazmamak, yazamamak ve bunun için tek bahanenin “işim çok” olması, şu anki iş hayatımın, hayatımızın başlangıcında bu ufacık blog’un ne kadar önemli bir rol oynadığını neredeyse unutmak, ne kadar acı. Arada uğrayan, mesaj bırakan, RSS’ten takip edenler var seni, yazsana iki satır? Ama çok işim vardı?! Ne kadar çok iş olursa olsun, arada bir istim atmak da gerekir değil mi? Yazmak bir nevi tedavi yöntemi benim için, ama her aklıma geleni yazsam ve her yazdığımı yayınlasam, çoktaaan alıp bir yerlere götürürlerdi elbet… Ama, yazmak gerek. Evet. Zırtil gibi “kııriz kııriz”den başka bir şey çığırmayanlardan ne kadar sıkıldığımı mı yazsam? Adamın ayağına taş çarpsa “kriz buraya koymuş bunu, ondan çarptı” diy