Şurası Blaxis Köşesi

Aşağıdaki yazıyı bu ayki Had Safhada için yazmıştım, ama yarım saatte biten bu yazıyı hiç beğenmedim ve dergiden çıkarttım. Bu yüzden Ocak'ta Had Safhada bölümünde bir boşluk görürseniz şaşırmayın :) ÜLKELERE GÖRE OYUN DÜNYASI ABD: Oyun sektörünün iki kalbinden birisi burada atmakta (diğeri de Japonya’da). Sık sık ABD yapımı oyunlarda “kültür emperyalizmi” olduğundan şikayet ediyoruz, ama adamların fast-food’undan TV dizilerine, kıyafetlerinden müziğine kadar her şeyde var bu durum. Oyunlar da bundan nasibini alıyor ne yazık ki. Ama sektörün en büyük para kaynağı olduğu için, en yetenekli oyun yapımcılarını, haliyle en iyi oyunların yapımını elinde bulunduruyorlar. JAPONYA: Japonların oyun dünyası ise bambaşka. Muhtemelen adını dahi duymadığınız bir düzine yeni oyun çıkar bu tuhaf memlekette. Sony ve Nintendo’nun ana vatanı olduğu için, içinde konsol olmayan bir ev yok gibi. Anime kültürü oyunlarıyla ister istemez karıştığından, bu kültürden hoşlanmayan oyuncular köşe bucak sakla

Uzun süredir blog'uma girdi yapamıyorum. Bir yandan LEVEL forumlarındaki, dergi ile ilgili şikayetleri dinleyip, bunları 10. yıl sayımızdaki müthiş hediye ve sürprizlerle eş zamanlı olarak en uygun şekilde nasıl uygulayacağımızı belirlemeye çalışıyorum. Bir yandan da özel hayatımla ilgili bazı değişikliklere hazırlık yapıyorum. Ve bu yüzden, blog'a herhangi bir şey yazma fırsatım olmuyor. Bazen, düşünmeye nasıl fırsat bulduğuma bile şaşırıyorum yani, o haldeyim. Yani diyorum ki, çok yoğunum a dostlar. İmdak!

Evet , çok şaşıracağınızı biliyorum ama şöyle bir durum var: Biz gözümüzü yeni nesil konsollara, Windows Vista'ya, MGS 4 ve Crysis'e dikmişken, dünyanın bir yerinde, birileri, tüm zamanların en iyi oyununu yapmaktaymış. Hem de hiç kimseye hissettirmeden. Hiç kimseye... Oyun dünyasının tüm duayenlerinin, Kojima'nın, Carmack'ın, Meier'ın hayallerinde bile göremeyecekleri bir teknoloji, bir tasarım harikası olan bu oyunun ismi, Hamster Quest: Wheel of Respite. Senaryosunu Wachowski kardeşlerin yazdığı, aksiyon sahnelerini John Woo'nun bizzat, kendi eliyle yönettiği, karakter animasyonları için Motion-Capture'ın birkaç gömlek üstü olan "Hamster Capture" teknolojisinin kullanıldığı bu oyun çıkınca, tüm dünyanın gözü üstünde olacak. Oyun yapımcılarının işi artık çok, ama çok zor. Çünkü çıkan her yeni oyun, gerçekçilik ve atmosfer olarak böylesi bir oyunla karşılaştırılmaktan kurtulamayacak. Vah olsun, vahlar olsun! 2007'nin, hatta belki de son 10 yıl

İki haftadır hiçbir şey giremedim bloga. Üstüme bir ağırlık çöktü ... Bir dostumun acısını paylaştım... Dergiyle uğraştım... Daraldım... (bazen olur öyle, takmayın, bir süre sonra geçer) Gelecek hafta çok büyük bir olay yok oyun dünyasında. Geçen haftayı PS3 ve Wii'nin ABD ve Japonya'daki çıkışı o kadar meşgul etti ki, ne olsa zayıf kalacak zaten. Ama birkaç tane heyecanlanmaya layık oyun da gelmiyor değil... Özellikle PSP sahiplerini çok güzel bir sürpriz bekliyor aşağıdaki listede. Bakınız: 27 Kasım Pazartesi Harley Davidson Motorcycles (PC) - Yarış 28 Kasım Salı Battle for Middle Earth II - Rise of the Witch-king (PC) - Gerçek zamanlı strateji Justice League Heroes (PSP) - Aksiyon Online Chess Kingdoms (PSP) - Satranç Pimp My Ride (360) - Yarış Puzzle Scape (PSP) - Bulmaca Shrek Smash 'n' Crash (PSP) - Yarış The Sims 2: Pets (PSP) - Yaşam simulasyonu Tom Clancy's Rainbow Six: Vegas (PC) - Taktik aksiyon 1 Aralık Cuma Crazy Frog Racer 2 (PC,PS2) - Yarış Football M

Bu hafta oyun çıkışı yoğunluğu biraz azalıyor gibi, yine de birkaç tane çok önemli oyun var. Dikkatinizden kaçmaması için kırmızıyla işaretledim. 14 Kasım Salı Battleground Europe: World War II Online (PC) - Devasa Online Capcom Classics Collection Vol. 2 (PS2) - Nostaljik oyun paketi Dave Mirra BMX Challenge (PSP) - Ekstrem spor EA Replay (PSP) - Nostaljik oyun paketi EverQuest II: Echoes of Faydwer (PC) - Devasa Online ek görev paketi Final Fantasy III (DS) - Rol yapma oyunu Guitar Hero II (PS2) - Müzik oyunu History Channel: Civil War (PC, PS2) - Strateji Lumines II (PSP) - Bulmaca/müzik oyunu Medieval II: Total War (PC) - Strateji MicroMachines V4 (DS) - Yarış Over the Hedge: Hammy Goes Nuts (PSP) - Aksiyon/adventure Star Trek: Tactical Assault (PSP) - Aksiyon Test Drive Unlimited (PS2) - Yarış The Sopranos: Road to Respect (PS2) - Aksiyon Totally Spies! 2: Undercover (DS) - Aksiyon Warhammer: Mark of Chaos (PC) - Strateji Warhammer Warcry: Battle for Atluma (PSP) - Strateji Yu-Gi-

Dergide bu ayki köşemi okuyanlar, EA'i ne kadar çok sevdiğimi(!) biliyordur. EA'e olan bu sevgim(!) bugün bir EA yetkilisinin (ismi lazım değil, Alain Tascan) bir oyunu hiç yenilikçi olmamakla suçlamasıyla, doruklara ulaştı. Tascan'ın yaratıcı olmamakla suçladığı oyun XBox 360'ın yeni çıkan ve en iyi oyunlarından birisi sayılan Gears of War'du. Dalga geçmeye başlamadan önce bakalım Alain amca ne demiş: " Gears of War da nedir? Yani, aksiyon türüne zerre yenilik getirmiyor... Peki neden oyun editörleri bu oyunu yere göğe sığdıramıyor, anlamıyorum. Bütün puanlar oyunun üretim kalitesine, muhteşem ara sahnelerine ve yeni nesillerdeki en iyi sayılabilecek grafiklerine veriliyor sanki. Bu oyunun çok başarılı olacağına eminim ve oynamak için sabırsızlanıyorum. Ama kabul edelim, oyunun en büyük artısı grafikleri. Hikaye ve oynanışta yenilik yokken bu oyuna 96 veriliyorsa, bunun sebebi grafiklerin üstün kalitesi yüzünden inceleyen kişinin aklının çıkmasıdır. " Şim

Neverwinter Nights 2, Double Agent, Dark Messiah, Final Fantasy 12 gibi büyük isimler çıktığına göre artık oyun dünyasında suların biraz olsun durulmasını bekliyoruz değil mi? Daha çok bekleriz, çünkü bu hafta Playstation 3 çıkıyor! 11 Kasım'da Japonya'da, 17 Kasım'da da Amerika'da piyasaya çıkacak olan PS3 o kadar az sayıda üretildi ki (500 bin) , insanların alabilmek kuyruklarda birbirini öldürmesinden korkuyorum. Eğer böyle bir şey olursa "oyunlar gençlerimizi bir şeylere sürüklüyor... EEee, neydi?... Hah! Şiddet, evet, şiddete sürüklüyor şeyler şeylerimizi..." diye geveleyen bir sürü haberci görebiliriz. Bu hafta yeni nesil konsollar biraz bize de uğrayacak. 9 Kasım'da Nintendo Wii'nin basın lansmanında olacağım. Wii ve WiiMote'la oynanış hakkında detaylı bir post hazırlamayı düşünüyorum, ama hazırlayamayabilirim de. Tembel bir insanım ben. Ve işte, sırada bu post'un sebebi: Yayıncıların verdiği tarihlere göre, önümüzdeki hafta dünyada piya

Artık bizi biz yapan ve birbirimize bağlayan değerlerimizi kaybetmemek için biraz daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Eskiden büyük bir coşkuyla kutlanan bir gün iken, şimdilerde hiç kimsede bugünün önemini gerçek anlamda kavrayan bir tutum görememek üzüyor beni. Atatürk gibi bir önderin liderliğinde, milyonlarca şehit vererek bu ülkenin kurulduğunu asla unutmamalıyız. Ama ne yazık ki insanoğlu, canı acımadıkça unutan bir tür. Diğer yandan, bugün yüzü gülerek yürüyen o kadar çok insan gördüm ki, ümitsizliğim bir nebze olsun dağıldı. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

Fazla zamanım yok, o yüzden hızla listeye giriyoruzzz. Çok fazla oyun var yine, o yüzden önce özetleri, sonra tam listeyi veriyorum geçen haftaki gibi: BAYRAM HARÇLIĞINI GÖMECEĞİM OYUNLAR: 24 Ekim Salı Dark Messiah of Might and Magic (PC) - FPS Marvel: Ultimate Alliance (PC,PS2,360) - Aksiyon Star Wars: Empire at War - Forces of Corruption (PC) - GZS Rogue Galaxy (PS2) - RYO 26 Ekim Perşembe Anno 1701 (PC) - Yapı stratejisi Pro Evolution Soccer 6 (PC,PS2,360) - Futbol 27 Ekim Cuma Tom Clancy's Splinter Cell: Double Agent (PC) - Aksiyon TAM LİSTE: 23 Ekim Pazartesi The Sacred Rings (PC) - Adventure WTF (PSP) - Bulmaca Dungeon Siege: Throne of Agony (PSP) - Aksiyon RYO 24 Ekim Salı Dark Messiah of Might and Magic (PC) - FPS F.E.A.R.: Extraction Point (PC) - FPS FUEL (PC) - Yarış Marvel: Ultimate Alliance (PC,PS2,360) - Aksiyon Phantasy Star Universe (PC,PS2,360) - RYO Snoopy vs The Red Baron (PC) - Aksiyon Star Wars: Empire at War - Forces of Corruption (PC) - GZS Eureka

Gerçi bugün arefe ama olsun, yarın bilgisayar başında olmayacağım. Bu yüzden ben şimdiden bu güzel günlerde sevdiklerinizle birlikte mutlu ve huzurlu olmanızı diliyorum Allah'tan. Hepinize mutlu bayramlar :)

Hazır söz C&C'den açmışken, Kane'le tanıştığımız anı hatırladım. NOD tarafının 5. görevdeyiz ve oyunun başından beri bize komutanlık yapan Seth bir sonraki hedefinizi verir: Birkaç gariban Afrika ülkesindeki görevin ardından yeni hedefimiz Pentagon'dur! Seth bariz bir şekilde önceki görevlerde gösterdiğimiz başarıyı kıskanmaktadır. Biz "nasıl yani??! Hangi ordu ve ben??!!" diye düşünerek videoyu izlerken, Kane gelir.

Command & Conquer serisinin bölüm arası videolarına bayılırdım, ama FMV video devri 5 sene önce kapandı. Bu yüzden C&C 3'e biraz soğuk bakıyordum. Ama geleneği bozmak istemeyen yeni C&C 3: Tiberium Wars'un yapımcıları oyuna öyle bir oyuncu kadrosu oluşturmuş ki, oyunu bırakıp sadece ara videoları seyretmek isteyebiliriz. Sevgili okuyucular, kusura bakmayın, akşam akşam ağzımı bozacağım ama... OHANNES!! Bu kadro ne??! Command & Conquer 3'te rol alacak oyuncular arasında şimdiye kadar açıklananlar: Joe Kucan, Tricia Helfer, Josh Holloway, Michael Ironside, Billy Dee Williams, Grace Park, Ivana Bozilovic ve Shauntay Hinton. Bu isimler size bir şey ifade etmiyorsa, aşağıdaki resimlere gelin hep birlikte bakalım: Joe Kucan (Kane'siz C&C düşünülebilir mi?) Michael Ironside (Starship Troopers, Splinter Cell'de Sam Fisher'ın sesi) Grace Park (Battlestar Galactica'da Boomer karakteri) Josh Holloway (Lost'un Sawyer karakteri) Tricia Helfer (T

PC'cilere ve Xbox 360'ları durduk yere yanmış olan dergi editörlerine iyi haber! Alman oyun sitesi Consolewars 'un haberine göre, Gears of War XBox 360'a özel bir oyun değil. Haberin kaynağı olarak, İsviçre'deki bir distribütörden sızan bir çıkış tarihi listesi. Bu listeye göre Microsoft'un yeni başlattığı Games for Windows çatısı altında toplanan 2007'de çıkacak oyunlar arasında Gears of War da var. Haberin doğruluğu, sızan liste, sızdıran yer falan pek bir sallantıda. Bu habere dayanarak kesin bir şey söyleyemem. Ama şahsi fikrimi soracak olursanız, Gears of War PC'ye çıkacak ve "Vista Exclusive" olacak (Microsoft sadece konsol satmıyor biliyorsunuz). Ve evet, Ubisoft henüz "resmi olarak" söylemese de, Assasin's Creed de PC'ye çıkacak. Haberin bir Alman sitesinde çıktığı gün, "elektrikli testere" içeren şiddet dolu sahneleri yüzünden oyunun Almanya'da yasaklanması da ayrı bir güzellikmiş.

Babaannem "Allah insanı açlıkla terbiye etmesin" diye dua ederdi. Microsoft söz konusu olunca bu duanın geçerliliğini kaybettiğini söyleyebiliriz. Neden mi? Bugün Microsoft Avrupa ofisinden birisi (hadi çok merak ettiyseniz, Chris Lewis) bir sonraki Xbox üzerinde çalışmaya başladıklarını açıkladı! Kikizo adlı siteye yaptığı açıklamada (ismin komikliği sizi aldatmasın, güvenilir bir sitedir) " Ön çalışmalar çoktan başladı" diyor Chris. "Bunu yapmak zorundayız. Bu sektörde poponuzun üstünde uzun süre oturmanıza ne müşteriler, ne de yapımcılar izin vermez " diye devam ediyor. "Yine de daha uzun süre 3. Xbox hakkında konuşmayacağız. Bir önceki konsolu daha yeni çıkarttık, nefes almamıza izin verin" diyor . Bu açıklamanın tüm dünyanın gözleri bir ay sonra çıkacak olan Wii ve PS3'e dönmüşken gelmiş olması, ucuz bir pazarlama taktiğinden başka bir şey değil. Çünkü Microsoft'taki "büyük abiler", Xbox departmanına gönderdikleri bir uy

Yorumsuz :)

Ülkemizde World of Warcraft ve Knight Online'dan fırsat gelmeyen, gelse bile çok az insanın girebileceği, tuhaf, yaratıcı fikirlerle dolu ve bir o kadar da sapıkla dolu bir oyun Second Life. Oyunda, oyunun kodlarına müdahale ederek size ayrılan bölge içinde istediğinizi yapabiliyorsunuz ve öyle bir fenomen haline gelmiş durumda ki Second Life, gerçek dünyayı da etkilemeye başladı. Amerika kongresinin oyun içindeki ekonomiye vergi kesmeyi düşünmesi, Irak'ta sakatlanan bir askerin oyun içinde kurduğu yardım cemiyetiyle savaş karşıtı bir hareket başlatması, U2, Depeche Mode gibi grupların oyun içinde konser vermeyi düşündüklerini açıklaması ve her para olan yerde olduğu gibi, gerçek parayla dolandırılanlar, sanal telekız servisleri. Liste uzadıkça görüyoruz ki bu gibi şeyler biz sıradan DVO'cuları aşıyor ve Second Life'ın genişlemesi yakında duracak gibi gözükmüyor. Oyunla gerçek dünyayı kaynaştıran en son şey, dünyanın en saygın haber ajansı Reuters'in Second Life içi

Bu introyu ilk gördüğümüzde, sene 99 falandı yanılmıyorsam, Tuğbek'le çenemiz düşmüştü şaşkınlıktan yere. Çocuk gibi, odaya kim gelirse "bak inanılmaz bir şey göstereceğim sana!" diye çağırıp zorla izletiyordum. CGI bir animasyon için bile fazlasıyla detaylıydı. Ama, esas inanılmaz olan, üstad Uematsu'nun muhteşem müziğinin, dövüşle ve videonun geneliyle uyumu. Yapımcıların ve müzisyenin ustalıklarının doruğuna çıktığı anlardan birisiydi bu intro ve ardından gelecek 80 saatlik harika, unutulmaz maceranın da habercisiydi. Ben şimdi 12'nci için hazırlıyorum kendimi :)

Oyuncu olmak için ne güzel bir hafta. Tam 37 yeni oyun çıkıyor ve bunlardan 9 tanesi dikkate değer oyunlar. PSP'de de biri ilginç biri retro iki oyun var: WTF ve Space Invaders Evolution. Onun haricinde bir sürü de gereksiz oyun var. Bu yüzden ilk önce kaçırılmaması gerektiğini düşündüğüm, anlamlı oyunları, ardından da tüm çıkacak oyunları yazıyorum. Aha da: ANLAMLI LİSTE 16 Ekim Pazartesi Family Guy (PS2, PSP) ? Aksiyon Adventure 17 Ekim Salı Canes Canem Edit (PS2) ? Aksiyon Sam and Max 2 (PC) - Adventure The Sims 2: Pets (PC, PS2, DS, PSP) - Yaşam simulasyonu WTF (PSP) - Bulmaca 19 Ekim Perşembe Battlefield 2142 (PC) - Online FPS Splinter Cell: Double Agent (PC, PS2, 360) - Aksiyon 20 Ekim Cuma Age of Empires 3: The Warchiefs (PC) - Strateji Football Manager 2007 (PC) - Menajerlik TAM LİSTE 16 Ekim Pazartesi D.I.R.T. (PC) - Aksiyon Family Guy (PS2, PSP) ? Aksiyon Adventure Puzzle de Harvest Moon (DS) - Bulmaca Scooby Doo! Who?s Watching Who (PSP, DS) ? Aksiyon Adventure 17 Ekim S

O kadar uzun zaman oldu, ama o kadar iyi hatırlıyorum ki O'nu ilk kurduğum zamanı... Bu giriş videosu, beni derinden etkilemişti. Galiba oyuna başlamadan önce iki veya üç kere izlemiştim. Bir kere başladıktan sonra da, hiçbir şey aynı kalmadı.

"Hayır " diyor Nintendo. " Güneş ışığı Wii'nin çalışmasını etkilemiyor." Bu rivayetin çıkma nedeni, New York'taki Nintendo World adlı dükkanda (dükkana bakar mısınız?) bazı Wii deneme birimlerinin sürekli kapalı olması. Direkt güneşi aldıklarından, hareket algıyacılarının çalışmadığı ve bu yüzden Wii'lerin kapalı oldukları zannedilmiş ve internette derhal rivayet yumağı oluşmuş. Bir Nintendo yetkilisi "şu ana kadar yaptığımız hiçbir testte, ışığın Wii oynanışını etkileyecek şekilde işaretleyici ve algılayıcı çubuğu (TV'nizin üstünde duruyor diye anne babanızın kıl olacağı, wii karşısında yaptığınız hareketleri algılayan büyülü aparat) etkilediğini görmedik " diye açıklama yaptı.

Interpret adlı araştırma şirketinin yaptığı araştırmaya göre, PS3'ün popülerliği zirvede. Konsolların açıklanan fiyatlarından satın almaya niyeti olan kişi sayısı: PS 3: 8.9 milyon Wii: 5.7 milyon Xbox 360: 800 bin Bana göre ise, sadece 2000 kişi üzerinde, online olarak yapılmış bir anket çalışmasının , ABD'deki tüm konsol kullanıcılarına orantılanması (15.4 milyon kişi) hiç de sağlıklı değil. PS3'e ilgi elbette artacaktır (Amerika'da çıkışına 1 aydan az kalmışken nasıl bir reklam kampanyası yürüttüklerini Allah bilir). Ama bu kadar orantısız olmayacağı kesin.

Nedense eski template'de bir sıkışmışlık hissi vardı değil mi. Bu sabah üzerinde uzun süre (yaklaşık 30 saniye) düşündükten sonra yeni bir template'e geçmeye karar verdim.

Gamepro 'da yayınlanan bir habere göre, Xbox 360 için ilk çalışan modchip'lerin yapıldığı söylentisi yayıldı. "Zaten kopya oyun oynanıyordu 360'ta" demeyin. Firmware update'i haricinde çalışan bir modchip daha önce yapılmamıştı. X-ICE Modchip 1.0 adındaki modçiple oyunların çalışması için çok uzun bir işlem gerektiği söyleniyor. Buraya kadar Gamepro'dan aldığım haber tamam. Ancak yaptığım ufak bir araştırma, bu modchip'in henüz çıkmamış olabileceğini, hatta fake olabileceğini gösteriyor. Modçipin isminin geçtiği sitelerde referans olarak gösterilen www.icemodchip.com alımış ama henüz açık değil. İnternetteki birçok forumda da bunun fake bir haber olduğu konuşuluyor. Bu haber fake olabilir, birisi GamePro'yu yemiş olabilir. Ama artık esas soru icemodchip'in fake olup olmadığı veya 360'ın çiplenip çiplenemeyeceği değil, 360'ın ne zaman çipleneceği. Kırık mühendisleri ve hacker'ları yeni nesil bir konsolun "bekaretini bozmak&

İşte size fırsat: Next-Generation sitesi sizi oyun yapımı hakkında her konuda eğitecek 50 kitabın incelendiği bir araştırma hazırlamış. Araştırmayı hazırlayan Ernest Adams "Bu kitapların hepsini okuduğumu iddia edemem. Ama bu listeyi çok saygı duyduğum oyun yapımcılarından aldığım tavsiyelerle oluşturdum " diyor. Kitapların altında toplandığı kategoriler: 1- Oyun teorisi 2- Oyun tasarımı pratikleri 3- Senaryo ve akış yazımları 4- Grafik tasarım 5- Müzik ve ses 6- Online topluluk yönetimi 7- Oyunların tarihi 8- Sosyoloji 9- İnsanlar, projeler ve işler 10- Diğer medya ve yararlı konular 11- Arkaplanlar 12- İlham kaynakları Eğer oyun yapımıyla CİDDİ OLARAK (daha ne kadar vurgulayabilirim bilmiyorum) ilgileniyorsanız, bu çalışmadan çok iyi bir başlangıç noktası olabilir sizin için.

Gençlik hatıralarının büyük kısmı, Arcade salonlarındaki makinalara tüm harçlığını yatırmaktan ibaret olan eski kurtlara iyi bir haberim var: SEGA'nın unutulmaz klasiği Afterburner Sony PSP için yeniden yapılıyor. Planet Moon Studios tarafından (önceki oyunları: Giants, Armed & Dangerous ve Infected) hazırlanan Afterburner: Black Falcon'da 19 jet uçağını yöneteceğimiz tek kişilik senaryo ve co-op görevleri, Wi-Fi multiplayer seçenekleri olacak. Planet Moon Studios'un yöneticisi Bob Stevenson "Oyunu arcade'den uyarlamaktansa sıfırdan yapmak çok daha kolay olacak bizim için" dedi. "Böylece PSP'nin özelliklerini sonuna kadar kullanabileceğiz." Bunu yazarken Top Gun'a özendiğimiz "jetgil" günlerimizin oldukça geride kaldığını farkettim. Hiç mi heyecan duymaz insan yahu, eski bir klasik geri dönüyor? Neyse, ben bunun babasını da sevmezdim zaten...

Okulların başladığı şu zamanlarda oyun oynamaya zaman bulmak zor zenaat, biliyorum. Ama yılbaşı sezonu, okulların açılışıyla çakışmaya başlıyor ve oynanası oyunların sayısı giderek artıyor. Önümüzdeki hafta nispeten sakin geçse de, zaman katili olabilecek oyunlar da geliyor. Bundan sonra fırsat bulduğum her pazar günü, bir sonraki hafta çıkacak oyunların tam bir listesini hazırlayacağım burada. Bu oyunlardan en dikkat çekicilerini, takip etmeye değecek oyunları kırmızıyla işaretleyecek ve bir tane de gelecek haftanın en iyi oyunu seçeceğim. Umarım işinize yarar. PC Family Feud / Aile oyunu / 09 Ekim Pazartesi Warhammer 4K: Dark Crusade / Gerçek zamanlı strateji / 09 Ekim Pazartesi Championship Manager 2007 / Menajerlik / 13 Ekim Cuma Earache Extreme Metal Racing / Yarış / 13 Ekim Cuma Flight Simulator X / Simulasyon / 13 Ekim Cuma Gothic 3 / Rol yapma oyunu / 13 Ekim Cuma Maelstrom / Gerçek zamanlı strateji / 13 Ekim Cuma Stronghold Legends / Strateji / 13 Ekim Cuma SONY PLAYSTATION 2

Japon RYO'larına karşı tarafsızım. Nötr'üm yani. Final Fantasy'leri severim gerçi ama, onlardan başka Japon RYO'su oynadığımı hatırlamıyorum. Ama merakla ve oyunlarını oynamaya vakit bulamadığım için biraz da gıpta ederek takip ettiğim bir firma var: Level 5. Dark Chronicles, Dragon Quest 8 çok iyi oyunlar yaptılar, ama ben vakit bulamadım oynamaya. Yine de çok yakında çıkacak olan Rogue Galaxy'ye bakmak istiyorum. İçinden "galaksi" geçen bir oyun için gece 2 saat az uyumaya değer :) . Ama burada bahsetmek istediğim bir oyun var ki, benim PS3 listemde baş köşeye yerleşti: Level 5'ın yeni oyunu White Knight Story. TGS videosunu seyrettikten sonra resmen aşık oldum oyuna. İlk kez anime tarzı bir RYO'da bu kadar gerçekçi dövüş fizik efektleri görüyorum ve karakterlerin animasyonları da inanılmaz. Eğer Level 5, oyunun RYO tarafını da aynı başarıyla yapabilirse (ki bundan şüpheniz olmasın), White Knight Story, PlayStation 3 almak için ikinci neden olabi

* Yeni sayıyı bitirdik! Ve yeni matbaamıza gönderdik. Yiiihaaaa! * Tokyo Game Show 06 ezdi geçti bu yıl. Ama onca oyunun arasında yine MGS 4 bizi bitirdi. (AMAN DİYEYİM, SPOILER GELİYOR!) Kojima, Kojima, zihnimizle oynama... Kimdi o MGS videosunun sonundaki adam? Solid mi? Yeni bir klon mu? Hmmpf? * Tüm TGS karmaşasında Kojima'nın önemli bir açıklaması göz ardı edildi: MGS4'te gerçek insanların da rol alacağını açıkladı üstad. TGS?de Japon oyuncu Yumi Kikuchi'nin (resmi sağda) gerçeğine birebir benzer şekilde oyuna nasıl eklendiğini gösterdi... Bu kadın kim? Ondan sonra kimleri ekleyeceksin? Sen yine neler karıştırıyorsun Kojimaaa?!! * TGS'den hemen sonra başlayan Microsoft'un X06 organizasyonu da büyük sürprizler doğrudu. her şeyden önce, Age of Empires'ın yapımcısı Ensemble?dan Halo Wars geliyor! Halo ülkemizde olmasa da, XBox olan ülkelerde çok sevilen bir oyun ve Master Chief de en sevilen on oyun karakteri arasına girer. Herhalde MC'i sevenler, Halo War

Bu sabah Nintendo Türkiye'den Wii'nin Türkiye çıkışıyla ilgili olarak kesinleşen bilgiler geçti elime. Güzelce hazırlanmış bu basın bültenini, aynen yayınlıyorum. Ama bir farkla Wii'yi merakla bekleyen bizler için paragraf paragraf kendi yorumlarımı katarak. Siyahlar Nintendo Türkiye'den gelen açıklama, kırmızılar da benim yorumlarım: Değerli Basın Mensubu, Buyrun, benim? Tüm dünyada heyecanla beklenen, 8'den 88'e tüm aile fertlerinin eğlence merkezi olacak Wii'nin ülkemizde çıkış tarihi ve detaylarını sizlerle paylaşmaktan sevinç duymaktayız. Yaşasın! (88 mi?) Wii ülkemizde tüm Avrupa ile aynı anda yani 8 Aralık 2006'da piyasada olacak. Kurların durumuna göre tahmini önerilen perakende satış fiyatı 749-799 YTL aralığında olacaktır. Bu fiyatı birlikte değerlendirelim. Kuru şu anki değeri üstünden düşünürsek, 250 Euro x 1.85 Euro'nun döviz kuru x (1.18 KDV) x (1.25 lüks tüketim malı vergisi) = 682 YTL konsolun Nintendo Türkiye?ye maliyeti. Bunun üstün

Geçtiğimiz günlerde internette yayılan 2 haber, PS3'ün Sony'nin oyun departmanını çok zor duruma sokacağını düşünenleri (ki bunlardan birisi de benim) daha da karamsarlığa itti. Birinci haber, 600 euro'luk PS3 paketinde bile, HDMI kablosunun bulunmayacağına yönelikti. Yani HD görüntü alabilmek için, PS3'ün üstüne bir de bu kabloya para vereceğiz. İkincisi ise daha çok bir tartışma konusu. Optik disk teknolojisi uzmanları, 50 GB kapasiteli Blu Ray disklerin içerediği bilginin miktarından dolayı, PS3 oyunlarının 360 oyunlarından daha yavaş yükleneceğini savunuyorlar. Çünkü Sony bir süre önce PS3'te 2 hızlı Blu Ray disk kullanacağını açıkladı ve XBox 360'ta ise 12 hızlı DVD Rom var. 360'ın sürücüsü daha eski bir teknoloji olsa da, aradaki kapasite farkının 40 GB olması Sony'nin dezavantajına çalışıyor. Çünkü 2x Blu Ray'in okuma hızı saniyede 9 MB iken, 12x DVD'nin hızı 16 MB/s. PS3 oyunlarının doku vs. kalitesi gözönüne alındığında, bunların "s

Mmm... Çifte kavrulmuş... Ya dur bir dakka ya midem, konumuz lokum değil, Level'ın Eylül sayısı. An itibariyle hala üzerinde çalışmakta olduğumuz (son rötuşlar ama, merak etmeyin) Eylül sayımızda, geçen ay başladığımız "her aya bir sürpriz" kampanyamızı devam ettirmekteyiz. Ben de "yetkimi kullanarak" hafta başında Level Online'da açıklayacağımız bu sürprizleri ilk olarak blog'umu takip edenlere açıklamak istedim. Birincisi, Level artık Dual Layer DVD'li! Yetişmiyor 4 GB'lık DVD, biz de bir süredir planladığımız 8 GB'lık DVD'ye geçiş yaptık. Artı, DVD Rom'u olmayanlar için CD vermeye de devam ediyoruz, ama herkes alsa iyi olur bir DVD Rom. Çok şey kaçırıyorlar çünkü. İkincisi, uzun süredir peşinde olduğumuz, bir değil, iki "exclusive" dosya konusunu bu ay yapıyoruz. İki müthiş oyun: Hellgate London ve Kane & Lynch. Hellgate London'ın bizzat yapımcılarıyla röportaj yaptık, görüştük ve gördük ki oyun yavaş yavaş Deva

Biliyorsunuz, bugün Almanya'nın Leipzig kentinde Game Convention fuarı başladı. Avrupa'nın bu en önemli oyun organizasyonuna, Hükümran Senfoni'nin yapımcıları Ceidot da katılıyor. Ve bu sabah beni hoş bir sürpriz karşıladı internette. Yayınlanan GC trailer'larına bakarken, "Sovereign Symphony" yani Hükümran Senfoni'nin fragmanını da gördüm. Ve sevindim yahu :) Darısı demonun başına!

Uzun zamandır küstüm Dreamworks ile. Bu küslük hali, ilk (ve sanırım tek) oyunları olan Neverhood yüzündendi. Bir stop-motion şaheseri olan Neverhood'u oynayıp, ondaki yaratıcılığa aşık olduktan sonra Dreamworks'ün artık sadece Hollywood filmleri yapacağını öğrendiğimde çok üzülmüştüm. Büyük işler bekliyordum DW'ten, onlar ise büyük biraderin kollarında bulmuştu huzuru. Ayıptı. İkinci kez aramızın bozuluşu ise Dreamworks'ün animasyon filmleriyle oldu . Herkesin bayıldığı Shrek'leri ben sevemedim (evet, o koca gözlü Çizmeli Kedi sahnesi bile sevdiremedi bana). Yapay ve soğuk idiler. Bu yanda ise 2 yılda bir çıkardıkları işleriyle kendilerini aşan, beni mest eden Pixar vardı. Diğer tarafta ise Finding Nemo'nun iki ay ardından Shark Tale diye bir garabeti piyasaya süren Dreamworks. Resmen "Pixar balık yaptı, insanlar sevdi, biz de balık yapalım, bizimkini de sevsinler!" düşüncesi kokuyordu buram buram. Çok ayıptı. "Pixar'dan -ilk başta biraz kork

Günün gelişen haberleriyle karşınızdayız. Şimdi özetler... - Bzzt... Yıllardır ortalıkta gözükmeyen Jane Jensen (Gabriel Knight seris inin yapımcısı), 26 Ağustos'ta Almanya'da yapılacak Leipzig Game Convention fuarında yeni oyununu açıklayacağını duyurdu. Başarılı bir yazar olmasının yanı sıra, oyun dünyasının tek ünlü kadın oyun yapımcısı olmasıyla da önemli olan Jane ablamızın "adventure türünü yeniden hayata döndürecek" bir oyunla geri döneceği söyleniyor (bir adventure da bu amaçla çıkmasın kardeşim. "Kendi halinde, halim selim bir adventure yapıyoruz" desin birisi de - Blx). Jensen'in yeni oyununun proje ismi Gray Matter. - Zvioviazztt... ve günün şok edici bir gelişmesiyle, Atari 2600'ün muhteşem klasik oyunu River Raid'in geri döneceğini öğrenmiş bulunuyoruz! Birçoğumu zun ilk oyunu olan River Raid'in yeni versiyonunun adı Raid Over River ve Nibris adlı tanımadığımız bir firma tarafından yapılıyor. Yine de oyunun forumlarda aldığı o

Allah'ım! 2 yıl önce E3'te gördüğüm oyun bu mu? O her sahnesinden yaratıcılık akan, "o kadar tuhaf ki görmen lazım" diye Tuğbek'i sürükleye sürükleye gösterimine sokup, ikinci kez izlediğim, benzersiz bir oynanış sunacağını düşündüğüm Prey bu mu? Human Head nerede hata yapmış biliyor musunuz? Kendilerine çok güvenmişler. "Daha önce hiçbir oyunda denenmedi" dedikleri herşeyin ismine o kadar güvenmişler ki, yaratıcı fikirleri yaratıcı bir şekilde kullanmayı unutmuşlar. Yani: 1- Portal teknolojisini düz kapı addedmişler Oyunun başlarındaki camekanın içine hapsolma sahnesi hariç, oyun boyunca kapı olarak kullanılmış. Sanki bir yenilikten çok, bölüm tasarımcılarının işini kolaylaştıran bir "tembellik unsuru" olarak kullanılmış. Eksi bir. 2- Görünüşte yaratıcı olan silahların, aslında hiçbir ilginçliği yok. 3- Ruh haline geçebiliyoruz ama ruhun tek yaptığı enerji duvarı geçip düğmeye basmak. Bazı "secret" misali yerler var, ama oralara da &

Daha önce Dabbe adlı Türk yapımı korku filmiyle ilgili düşüncelerimi yazmıştım. Ben beğenmiştim filmi, ama beğenmeyenlerin sayısı da az değildi. Bugün çok ilginç bir videoyla karşılaştım. Pulse adlı Dimension'dan çıkacak yeni bir korku filminin fragmanıyla. İlginç olan şu ki, Pulse'ın senaryosu, fragmanındaki birçok noktadan anlaşılıyor ki, bu film Dabbe'nin Amerikan versiyonu! Eğer ben yanlış bilmiyorsam ve Dabbe'nin senaryosu başka bir yerden uyarlanma değilse, ilginç bir durum bu. TV kanallarında bangır bangır bağırılırdı ama böyle bir şey olsaydı değil mi? Amaan, neyse, kafam daha tatilde benim... Dabbe'yi seyretmiş olanlar Pulse ile arasındaki benzerlikleri tartışadursun lütfen, ben birazdan geliyorum...

Ee, biliyorum, bir 10 gün kadar blog'a giriş yapmayacaktım. Ama tam bavulumu toplarken kulağıma fısıldanan bir habere göre, gelecek yıl ve hatta bir daha asla (hazır olun şimdi, geliyooor) E3 fuarı olmayabilirmiş! Şimdi bir süre durup, bu haberi algılamaya çalışalım... "Ne? Nasıl yani?! Endüstrinin en büyük olayı nasıl olur da iptal edilir?" ilk olarak aklınıza gelecek sorulardır herhalde. 2 güne kadar bu sorular cevaplanacak ve bu rivayetin gerçek olup olmadığı anlaşılacak. E3'ün düzenleyicisi ESA şirketinin başkanı 48 saat içinde E3'ün geleceğiyle ilgili önemli bir açıklama yapacağını açıkladı. Bu fikre alışmak her ne kadar zor olsa da, üstüste 5 yıl E3'te bulunmanın verdiği tecrübeyle şunu söyleyebilirim ki, firmalar E3'te stand almak için milyon dolarlar ödemekten sıkılmış olabilir. - E3 artık sadece en büyük firmaların dikkat çekebildiği bir fuar olmaya başladı. Fuar plan krokilerini görseniz, E3 alanının yarısından fazlası Sony, MS, Nintendo ve EA

... ama bizlere biraz boş geldi. Benim ünlü "Çıkacaklar" listeme göre (öyle demeyin, taa karşı masadan istek alan bir listedir kendisi), Ağustos içinde çıkacak sadece 4-5 tane kayda değer oyun var. Ki bunlardan ikisi ek görev paketi. Çıkacaklar şöyle: PC için: Civ City Rome, Civilization 4: Warlords, Dungeon Siege 2: Broken Sword, GTR 2 (gecikebilir) PS2 için: Disgaea 2, KOF: Maximum Impact 2, Final Fantasy 7: Dirge of Cerberus PSP için: Tekken Dark Resurrection XBox, 360, DS ve GC sahipleri eskileri tırmalamaya devam edecekler. Ki kaldı ki, bu çıkacak oyunlar arasında (Civ 4: Warlords ve Tekken Dark Res. hariç) öyle çok da aman aman bir oyun yok gördüğünüz üzere. Eğer okul zamanlarından depoladığınız oyunlar varsa, tozlarını alıp, öpüp koklamaya başlasanız iyi olur. Bu arada fırsat bu fırsat, ben de tatile çıkayım. Önümüzdeki 10 gün blog update olmayabilir, comment'leriniz yayınlanmayabilir... Korkmayın, panik yapmayın. Eğer 10 gün sonra yine yayınlanmamışlar ise, panik

Gorcan abi'nin bir iddiası var: Hemen şimdi, utanç verici hallerimizi videoya çeksek, ve o videoyu götürüp ıssız bir yerde, yerin 5 metre altına gömsek, en fazla 1 yıl sonra o video internete düşer. Sanırım bu doğrudur. Geçtiğimiz yıllarda Ghyslain adlı şişmanca bir çocuk, elinde Vileda sopası, evinin bodrumunda abuk subuk hareketler yaparak videoya kaydetmişti. Ama bu videonun internete düşmesiyle, yetenekli Star Wars insanlarının elinde, Star Wars Kid efsanesi doğdu. Şu videoları sırayla izleyin. Sırayla izlemezseniz tam etkiyi yapmayacaktır :) Herşey bu videoyla başladı... Sonra birisi, bu videoyu çıkardı... Biz herşey bitti zannederken ... Aslında işler çığırından çıkmıştı artık. Ne diyeyim, Allah insanı internete düşürmesin :)

İki haftadır hastalık bir oyuna kaptırmış bulunuyorum. Adı Plasma Pong. Bildiğimiz Pong'un süper fikirlerle zenginleştirilmiş hali. Akışkan bir maddeyi emip fışkırtarak, bir plazma yığını içinde oluşturduğunuz girdaplara, akımlara karşı mücadele ettiğiniz muhteşem bir oyun. Üstelik bedava! Yalnız bir Pong klonundan beklemeyeceğiniz bir şey yapıyor ve bilgisayarınızı kasıyor, uyarmadı demeyin :) Bu güzel oyunu oynarken, ne zaman Crimsonland gibi, Tube Twist gibi muhteşem bir oyun oynasam aklıma gelen soru yeniden peydah oldu: Türkiye'deki oyun yapımcılığı ne zaman adam olacak? Cevabı belli: Bebek adımlarıyla yürümeyi göze aldığımız zaman. Ne zaman ki Plasma Pong gibi ufak tefek ama çok başarılı oyunlar yapmaya başlarız, ne zaman ki "dünyayı sarsacak bir oyun" yapmanın peşinde koşmadan önce elimizdeki imkanlara göre, maksimum yaratıcılık içeren oyunlar yaparız, ne zaman ki Türk download sitelerinde bile olmayan Türk shareware/freeware oyunları ve programlarının oranı a

Bilgiye ulaşma biçimimizi, bilgiyi isteyiş şeklimizi tamamen değiştirdi internet. Teknolojinin en hızlı geliştiği dallardan birisi olan oyunlar üzerine çalıştığımız için, biz de bu değişimi derinden hissediyoruz. Anlıyorum, internetin varken artık hemen bugün, şimdi ulaşmak istiyorsunuz tüm oyun bilgilerine, incelemeleri. Geçen yıl içindeki en büyük tartışma konularımızdan biriydi bu, internet gibi günlük, hatta dakikalık bilgi girişi yapılabilen, sınırsız bir miktarda bilgi bulunabilen bir kaynağa karşı nasıl rekabet edebilirdik ki? Sonunda cevap kendi kendine oluşmaya başladı: İnternetin bize getirdiği en büyük dezavantajı, biz avantaj haline getirebilirdik: 1) İnternet siteleri arasındaki rekabet arttıkça, gittikçe daha hızlı güncellenmek, aynı kısıtlı kadroyla daha fazla bilgi girişi yapılmak zorunda kalıyorlar. Böylece giderek artan hatalı ve "kapıdan aceleyle salınmış" incelemeler gizliden gizliye etkisini hissettirmeye başladı okuyucular arasında. Level?da yayınlanan

Eveeet, eveeet... Biliyorum bir aydır blog'a hiçbir şey yazmadığımı. Biliyorum birçoğunuz "öldü bu galiba" deyip buraları terk etti. Ama geçen ay izleyici konumundan kurtulamadım bir türlü. Ayın ilk haftası yorgunluktan, ikinci haftası hastalıktan seyrettim. Ne seyrettim? Tabii ki gerizekalı TV kanallarımızı ve oyunlara karşı başlattıkları gerzek (ve neyse ki son haftalarda durulan) haçlı seferini. Yanı başımızdaki savaşı, içimizdeki binbir türlü problemi işlemiş ve bitirmiş olan medyamızın yeni gözdesi biz oyunculardık Mart ayında. Aktüel ile başlayan "oyunları karalama" trenine Haftalık dergisi ve Kanal D de eklendi geçen ay. Ve daha kimbilir takip etmeye zerre ihtiyacımız olmayan hangi gereksiz neşriyatlar yazdı/çizdi bu konuda. Bu yazımda tüm bu yayın ve haberlerin ortak bir noktasından bahsedeceğim sizlere: İçerik ve anlatım olarak hepsinin de beyin özürlüler tarafından, beyin özürlüler için hazırlanmış olmalarından. Neden mi "by retards, for retards&

Uzun zamandır blog'a yazmıyorum. Yazan yerlerim dergiye çalışıyor çünkü. 10 gündür, aralıksız. Biraz istim atayım diye buraya geldim. İyi mi ettim? Evet, evet iyi ettim! Kırdım çünkü kafayı, kırdım ama değdi. Bir dergi yaptık ki, mmh, barnaklarınızı yiyeceksiniz. Alın işte size, Level'ın sitesinden koymadan 2 gün önce kapağı da koyayım şuraya. Oooh! Bitiyor mu dergi bu gece? Hayır, daha dümbük Tuğbek'in donanımı var. Yani bu gece de sabahlıycaz. Yarın akşama kalabilir dergi, korkuyorum. Uyumak, film falan izlemek, masada yemek yemek istiyorum. Medeniyetin balından kaymağından yemek istiyorum. YİM olsam da ben de insanım, ühühüh! Hadi aslanım, hadi Sinanım, yörü. Yatmıycaz kalkıcaz, yatmıycaz kalkıcaz biticek... Gaydırı guppak cemileee! Notingen: Densizin birisi benim Level forum şifremi bulmuş her nasılsa, Cumartesi-Pazar günleri atılan hiçbir Blaxis nick'li mesaj bana ait değildir.

Az önce uzun zamandır beklediğim bir filmden geldim: Dabbe. Fiiii tarihinde bir kısmını izlediğim traji-komik bir Türk yapımı korku filminden sonra (Exorsist'in Türk versiyonu muydu neydi) hep düşünmüşümdür: Acaba ne zaman gerçek bir Türk yapımı korku filmi izleyeceğim? Veya, izleyebilecek miyim? Sanırım bu gece bu sorumun cevabını aldım. Sinemada arkamızda oturan ve her sahnede gülerek filmin içine etmeye başlayan güruhu "çocuklar ya izleyenlere saygı duyun, ya da çıkın" diye nazikçe susturduktan sonra, açıkçası, bayağı gerildim. Japon korku sinemasını pek sevmem, yönetmen Hasan Karacadağ'ın bazı filmlerin ekibinde önemli çalışmaları olduğunu bildiğim için filmde neyle karşılaşacağımı az çok tahmin ediyordum. Yine de filmin beni şaşırttığını söylemeliyim, hem olumlu, hem de olumsuz yönlerden. İlk önce negatif enerjiyi bir üstümden atayım: Filmdeki oyunculuk berbat. Hani ecnebilerin bir lafı vardır, "It sucks!" diye. İşte öylesine berbat. Bazı sahnelerde izl

TT hakkındaki saçmalıkları biriktirmek gibi bir misyon edindim sanki. Son birkaç gündür yurtdışı çıkışlarında yaşanan yavaşlık ve kopmalar az önce canıma tak etti ve Türk Telekom'u aradım. " Yurtdışı bağlantılarda sorun mu var " soruma " evet " cevabı almaya şaşırmadım. Sonuçta geçen ay başımıza gelenlerden sonra (bkz. Level Şubat - Bilen Adam) hiçbir şey beni şaşırtamazdı. Veya öyle mi? " Peki arızanın ne zaman giderileceğini biliyor musunuz?" soruma call-center görevlisinin cevabı beni benden aldı: " Arıza teknik bir arıza olduğu için zamanı değişebilir " Hmmmm.... Demek ki arıza teknik bir arızaymış. Ama teknik olmayan bir arıza olsa şappadanak cevap alacakmışım. "Türk Telekom'da teknik olmayan nasıl bir arıza oluşabilir" sorusu üzerine 2.5 dakikalık, uzun bir beyin fırtınası geçirdim: "Evet beyefendi. Şu anda organik bir arıza yaşıyoruz. Müdürümüzyurtdışı bağlantılarını diliyle kontrol ederken soğuktan yapıştı. 15 dakik

Zaman gayet efendi, kendi halinde akarken bir noktada internet icat oldu. Belki mertlik bozulmadı , ama tuhaf şeyler olmaya başladığını kabul etmek gerek. Nasıl olduğunu anlamadığımız şekilde bizim Mahir'in dünya çapında ünlenmesinden, birbirini hiç tanımayan yüzlerce insanın bir forumda kesin bir saat belirleyip New York'un en ünlü müzesinde "Burada domates satmalısınız!" diye bağırdıktan sonra deli gibi sağa sola koşturmalarına kadar tuhaf şeyler. Özellikle de işin içinde Japon icadı olan çekiç kafalı, 1 santimetre boyundaki ve işi gücü tuhaf şekilli bir topu yuvarlamak olan "Tüm Kozmoz'un Prensi" varsa, iş tamamen çığırından çıkabiliyor. Oynayan herkesin üzerinde bir şekilde etki bırakan Katamari Damacy oyunundan bahsediyorum. Ülkem insanları Knight Online'dan, PES'den, CS'den kafalarını kaldırsalar bile içinde top olan bu tür "gay" oyunları kabul edemeyecekleri için pek bilinmese de, Katamari Damacy çok üstün bir zeka ürünü bir

Eninde sonunda bir Metal Gear Solid filmi çekilecek. Hideo Kojima henüz resmen kabul etmemiş olsa da, bu olacak. Hatta bir rivayete göre Konami filmin bir "beta" senaryosunu hazırladı ve çeşitli yönetmenlere göndermeye başladı bile. Yıllardır Snake'i kimin oynayacağını (ne!? filmde mi oynayacağım?!?) tartışıp duran bizler için bu iyi bir haber. Ama kötü haber tez duyulur kuralına uygun olarak, MGS filmi konusunda nette korkunç bir haber yayıldı: Filme yönetmen olarak Uwe Boll düşünülüyordu! O Uwe Boll ki ömrünü oyunların rezalet ötesi filmlerini yaparak, oyunların dünyanın gözünde daha da düşmesine adamış bir insan evladı, Metal Gear Solid gibi bir oyun olmaktan öte, bir efsane, derinliği ve kareografisiyle herhangi bir aksiyon filmini ona katlayan bir interaktif tecrübeyi çekecekti ha? "Uwe Boll" kimdir diyorsanız, bazı çalışmaları: House of the Dead (IMDB notu: 10 üzerinden 2.1), Alone in the Dark (IMDB notu: 10 üzerinden 2.2) ve Blood Rayne (IMDB notu: 10 üz