Bu hafta çıkacak oyunlar (13-19 Kasım)

Bu hafta oyun çıkışı yoğunluğu biraz azalıyor gibi, yine de birkaç tane çok önemli oyun var. Dikkatinizden kaçmaması için kırmızıyla işaretledim.

14 Kasım Salı
Battleground Europe: World War II Online (PC) - Devasa Online
Capcom Classics Collection Vol. 2 (PS2) - Nostaljik oyun paketi
Dave Mirra BMX Challenge (PSP) - Ekstrem spor
EA Replay (PSP) - Nostaljik oyun paketi
EverQuest II: Echoes of Faydwer (PC) - Devasa Online ek görev paketi
Final Fantasy III (DS) - Rol yapma oyunu
Guitar Hero II (PS2) - Müzik oyunu
History Channel: Civil War (PC, PS2) - Strateji
Lumines II (PSP) - Bulmaca/müzik oyunu
Medieval II: Total War (PC) - Strateji
MicroMachines V4 (DS) - Yarış
Over the Hedge: Hammy Goes Nuts (PSP) - Aksiyon/adventure
Star Trek: Tactical Assault (PSP) - Aksiyon
Test Drive Unlimited (PS2) - Yarış
The Sopranos: Road to Respect (PS2) - Aksiyon
Totally Spies! 2: Undercover (DS) - Aksiyon
Warhammer: Mark of Chaos (PC) - Strateji
Warhammer Warcry: Battle for Atluma (PSP) - Strateji
Yu-Gi-Oh! GX Tag Force (PSP) - Strateji


15 Kasım Çarşamba
EyeToy: Kinetic Combat (PS2) - EyeToy oyunu
Mortal Kombat: Unchained (PSP) - Dövüş
Thrillville (PS2, PSP) - Strateji
Yoshi's Island DS (DS) - Aksiyon

17 Kasım Cuma
Asterix & Obelix XXL 2 (DS, PSP) - Aksiyon
Biker Mice from Mars (PS2) - Çocuk oyunu
Gears of War (360) - Aksiyon
Made Man (PC, PS2) - Aksiyon
ProStroke Golf: World Tour 2007 (PSP) - Golf

VEE BU HAFTANIN OYUNU, TARTIŞMASIZ :
MEDIEVAL 2 TOTAL WAR

Yorumlar

Adsız dedi ki…
hayır bu haftanın en iyi oyunu warhammer mark of chaos!
Kasım 12, 2006 2:35 ÖS
Adsız dedi ki…
allahın izniyle hemen gelsin türkiyeye de aral vasıtasıyla hayır yani aral çıkan oyunu 2 ay sonra türkiyeye getirtmekle ünlü olduğu için ne yapıcamı şaşırdım dayanamıyoruz kardeşim , sinan abi sen bu aral la bi irtibata geç de ne zaman raflarda görürüz istanbul da bi öğreniver hocam ya...fiyatı da 90 100 artık ne olsa verecez insafına kaldık aralın ve dağıtımcı firmanın... :(
Kasım 12, 2006 3:46 ÖS
Adsız dedi ki…
bu arada medieval dan bahsediyorum tabii orası muallakta kalmış belirteyim :)
Kasım 12, 2006 3:48 ÖS
Adsız dedi ki…
Bu oyunu oynamak icin o kadar sabirsizlanyorumki,her an gelsede oynasak
Kasım 13, 2006 12:11 ÖÖ
Blaxis dedi ki…
Hayır, bildiğin çocuk :)
Kasım 13, 2006 12:17 ÖS
Adsız dedi ki…
Ölmeden şu Medieval'ı da bir görsek diyorum, hayır yurtdışındaki oyuncuların yazdıklarını okuyorum, beğenmeyen hiç beğenmiyor, seven de yere göğe sığdıramıyor. Özellikle yapay zekâ ve diplomasi en çok eleştirilen kısımlar. Bir dahaki aya geniş bir inceleme bekliyorum Sinan Abi haberin olsun. :D

Not: Sinan Abi lütfen Aralık sayısında kapağa Double Agent falan koyma, güzel bir M2 kapağı bekliyorum senden.
Kasım 13, 2006 6:05 ÖS
Adsız dedi ki…
evet arkadaslar herkes sinan abiye burda istekte bulunsun ...tam 3 kere kapak oldu Splinter Cell oyunlari,yeter ama dimi?koskoaca M2 kapak istiyoruz ...
Kasım 13, 2006 6:08 ÖS
Rattlehead dedi ki…
Hatta el çizimi olsun yine:).Okami başarılı olmuş(Gerçi o zaten el çizimine müsait bir oyundu ama...neyse.Grafikerin kulağımı çınlatıyor Sinan Abi)
Kasım 13, 2006 8:08 ÖS
Blaxis dedi ki…
:)

Daha kapaga baslamadık ama bu ay hangi oyunu yapsak diye bayagı zorlanacağız anlaşılan.
Kasım 14, 2006 12:32 ÖS
Adsız dedi ki…
Hocam aklıma süüüüper bi kapak fikri geldi...hani şu meşhur Fatih'in istanbulu fethine atfen yapılmış bi tablosu var ya, atı şaha kalkmış, haliçteki gemilerinin savaşına bakıyo, denize doğru şahlanmış , sanki suyu yaracakmışçasına...onu koyun kapağa, ama medieval olduğu da belli olsun dicem..de nası olsa belli olur, hem de çok marjinal olur benceee :)
Kasım 14, 2006 9:50 ÖS
videodrone dedi ki…
biri bana shogun: total war'dan sonra çıkmış olan ilk medieval total war ile ondan yıllaaaaaaaaar sonra (teknoloji 5'e 10'a katlandıktan sonra) çıkan Medieval 2 arasındaki farkı anlatsın.

Sabırsızlanıyorum
Kasım 18, 2006 11:18 ÖS
Blaxis dedi ki…
Çok sorunlu ve çok güzel... Çok az sayıda ekran kartı modeliyle uyumlu ne yazık ki.
Kasım 26, 2006 12:16 ÖS
Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anime, çizgi film değildir!

Resim
Zaten kanımda vardı anime sevgisi... Ama geçtiğimiz 4-5 ay içinde öyle bir hale geldi ki, artık TV'ye baktığım zamanlarında %80'i anime, %20'si de bilimum dizi izleyerek geçiyor. Ne kötü bir şeymiş canım 1MBit sınırsız internet :) Seversiniz, veya sevmezsiniz o ayrı bir konu. Ama Anime'ler "koca gözlü, Japon'a benzemeyen Japon'ların olduğu, savaşan iki karakterin aralarındaki 3 metrelik mesafeyi koşarak 20 dakikada alabilme yeteneği olduğu çizgi filmler" değiller. Şey, tamam, bazı yönlerden öyle gözükebilir tam anlamıyla içine girmediğinizde. Ancak Japon'ların o zengin kültürlerini, derin ahlaki değerlerini, mitolojilerini içeren ve pek çoğu insanoğlunun varoluş sebeplerini kurcalayan bu "çizgi-film"ler, sadece Pokemon'la karşılaşıp da beğenmemiş olanları yakalarından çekip bir daha bırakmayabilir. Peki nereden başlamalı? Açıkçası 1970'lerin başından beri gelişen ve olgunluğa ulaşmış bir sanat dalı Anime'ler ve "benim&quo
Devamı

388@0

Resim
Az önce uzun zamandır beklediğim bir filmden geldim: Dabbe. Fiiii tarihinde bir kısmını izlediğim traji-komik bir Türk yapımı korku filminden sonra (Exorsist'in Türk versiyonu muydu neydi) hep düşünmüşümdür: Acaba ne zaman gerçek bir Türk yapımı korku filmi izleyeceğim? Veya, izleyebilecek miyim? Sanırım bu gece bu sorumun cevabını aldım. Sinemada arkamızda oturan ve her sahnede gülerek filmin içine etmeye başlayan güruhu "çocuklar ya izleyenlere saygı duyun, ya da çıkın" diye nazikçe susturduktan sonra, açıkçası, bayağı gerildim. Japon korku sinemasını pek sevmem, yönetmen Hasan Karacadağ'ın bazı filmlerin ekibinde önemli çalışmaları olduğunu bildiğim için filmde neyle karşılaşacağımı az çok tahmin ediyordum. Yine de filmin beni şaşırttığını söylemeliyim, hem olumlu, hem de olumsuz yönlerden. İlk önce negatif enerjiyi bir üstümden atayım: Filmdeki oyunculuk berbat. Hani ecnebilerin bir lafı vardır, "It sucks!" diye. İşte öylesine berbat. Bazı sahnelerde izl
Devamı

12'den 20. Güne Zıplayış

Artık sosyal medya hayatımda hiç denecek kadar az yer kapladığından, bu blog serisini deneyin 20. gününe, yani bugüne hızla getireyim diyorum... Çünkü sosyal medyayla iletişimimim olmadığından ve artık aklıma da gelmediğinden yazacak bir şey bulamıyorum :)  İşte sosyal medyasız geçirdiğim son 8 gündeki hislerim: 12. Gün Bugüne gelene dek birçok kez Facebook.com'u browser pencereme yazdım. Gereksiz yere zaman geçirmek için değil, dahil olduğum önemli birkaç gruptaki paylaşımları görmek istediğimden. Ama diyetimi bozmadım, bozamadım, girmedim. Ama  önemli şeyler oluyor o gruplarda ve ben kaçırıyorum. Gruplarda dönen muhabbetleri Facebook dışından bir uygulamayla öğrenmenin bir yolu olsa ne güzel olur. 14. Gün Facebook ve Twitter'a girmeyi kestiğimden bu yana tam iki hafta geçti. Artık her boş anımda elim otomatikman "facebook" yazmıyor, varlıklarını yavaş yavaş unutuyorum bile diyebilirim. Ha, boşa çıkan zamanımı yine gereksiz bir şeylere gömüyorum. Ancak en a
Devamı