Blax'in yorumu: PREY
Allah'ım! 2 yıl önce E3'te gördüğüm oyun bu mu? O her sahnesinden yaratıcılık akan, "o kadar tuhaf ki görmen lazım" diye Tuğbek'i sürükleye sürükleye gösterimine sokup, ikinci kez izlediğim, benzersiz bir oynanış sunacağını düşündüğüm Prey bu mu?
Human Head nerede hata yapmış biliyor musunuz? Kendilerine çok güvenmişler. "Daha önce hiçbir oyunda denenmedi" dedikleri herşeyin ismine o kadar güvenmişler ki, yaratıcı fikirleri yaratıcı bir şekilde kullanmayı unutmuşlar. Yani:
1- Portal teknolojisini düz kapı addedmişler Oyunun başlarındaki camekanın içine hapsolma sahnesi hariç, oyun boyunca kapı olarak kullanılmış. Sanki bir yenilikten çok, bölüm tasarımcılarının işini kolaylaştıran bir "tembellik unsuru" olarak kullanılmış. Eksi bir.
2- Görünüşte yaratıcı olan silahların, aslında hiçbir ilginçliği yok.
3- Ruh haline geçebiliyoruz ama ruhun tek yaptığı enerji duvarı geçip düğmeye basmak. Bazı "secret" misali yerler var, ama oralara da "ruhani örümcek ağları" aracılığıyla ulaşabiliyoruz ancak. Uçamayan bir ruhumuz var.
4- Hikayede o kadar İNANILMAZ aptallıklar var ki, hangi birini anlatsam bilemiyorum. Mesela (Oyunu oynamayanlar için ufak bir SPOILER geliyor) Tommy dedesinin ısrarlarına razı olup "al beni dede! eğit beni, doğru yola gelmeye karar verdim!" dediği sahneden itibaren olanlar, resmen oynayanın zekasıyla alay ediyor. Bizi kızılderililerin "ruhani safe-house'una" çeken dedemiz "Tommy, şimdi 7 kabilenin testine tabi tutulacaksın ve onların gücüne kavuşacaksın" diyor. Tabii oyunun bu noktada ilginçleşeceğini düşünüp hevesleniyoruz. Soldaki duvar iniyor ve "şimdi eskilerin mağarasına yürü" diyor dedemiz. Mağaraya "beni ne bekliyor, acaba Tommy adam olacak mı?" hevesiyle giriyoruz ve neyle karşılaşıyoruz? Neyle? Tabii ki havada dönen bir BARIŞ ÇUBUĞUYLA!!!! Evet, Prey'i tasarlayanların bir noktadan sonra herşeyi bir kenara bıraktığının göstergesi olarak, 5 saniye önce bahsi geçen testler yerine, bir barış çubuğu alıyoruz.
Peki barış çubuğunu alınca ne oluyor? Aşağıdaki sağlık barımızın rengi değişiyor ve dedemiz "evet Tommy, artık oldun sen! Yürü, ve düşmanının silahlarını onlara karşı kullan" diyor. E dedeciğim, bunadın mı sen? Zaten oyunun başından beri o silahları kullanıyorum ki ben? İlla tütün çekmem gerekmiyordu ki bunun için?
Tam bu noktada, oyunun kendi içindeki mantığı iyice çöküyor ve "öbür dünyada", yani fiziksel evrenin dışında olmamıza rağmen yaratıklar tarafından işgal ediliyor ruhlar alemi. "Öööh babayın kemüüüne!" dediğimi hatırlıyorum.
Bütün bu eksilerine rağmen, Prey'in Level'da Berker'den 100 üzerinden 65 almasının en büyük sebebi, şişirilmiş bir balon olması. Eğer başka, isimsiz bir oyun olsaydı bu kadar düşük not verilmezdi muhtemelen. Ama artık yeter. PR saçmalıklarına (bullshit diye okuyun), trailer'larla kandırılmaya ve erkenden inceleme kopyası edinen internet / yazılı basının gözünün oyunlardaki salaklıklara kapalı olmasına baş kaldırıyoruz. Prey'e dünyadaki en düşük notu verme cesaretini gösterdiği için Berker'e teşekkür ediyorum. Ben o kadar cesur değilim, şu yaz döneminde FPS delisi birisinin en azından arkadaşından ödünç alması , ama para harcamaması gereken bir oyun olarak puan veriyorum Prey'e:
Blax der ki: 10 üzerinden 7
Diğerleri ne demiş:
IGN: Çok yaratıcı bölüm tasarımları, çekici bir hikaye ve dramatik anlarıyla, iyi seslendirmeleri ve diyaloglarıyla ve hepsinden daha iyisi, ilginç silahlarıyla, Prey bu shooter-sever yazarın harddiskinde kendine yer edindi. (yüzde 90)
Gamespot: Türün meraklıları daha önce daha iyi oyunlar mutlaka oynamışlardır. Ama aksiyonu ve mekan tasarımları, sonuna kadar oynatacak kadar ilginç. (yüzde 75)
EGM: Prey şimdilik 2006'nın en iyi FPS'si seçiminde en güçlü aday (yüzde 90)
Yorumlar
``Berker'den 100 üzerinden 65 almasının en büyük sebebi, şişirilmiş bir balon olması. Eğer başka, isimsiz bir oyun olsaydı bu kadar düşük not verilmezdi muhtemelen``
Ya da şöyle oturup, kitaplara konu olacak, filmi çevrilmeye layık bi senaryo hazırlasınlar; biz de her türlü kötü grafiği, kamera açısını, zor kontrolleri görmezden gelelim. Final fantasy serileri gibi.
Ya da %70ini hazırladıkları oyunu şöyle alıcı gözüyle bir daha süzüp o zaman reklam yapmaya başlasınlar, biz de abartmayalım, hayalkırıklığı yaşamayalım.
O değil de, Crysis güzel görünüyo.. Beklesek de heyecanlansak mı acaba? Ya hayalkırıklığıysa? Tamam beklemiyorum (masada parmaklarıyla trampet çalar)
Can'ı arttıran barış çubuğu bu 7 gücün sadece birincisi. Eğitim, mother yaratıklarının işgali yüzünden yarıda kesilmeseydi, diğer 6 gücü de görecektik.
Buna hikayedeki bir abukluk olarak bakmak yanlış. Olsa olsa, tasarımcıların eğitimi yarıda kesmek için yaptığı "ucuz" bir numara.
Onun dışında, Prey gerçekten de 65'den daha iyi bir notu hakediyordu. Ortalama 90 alan Doom3'den, vasat bir önüne geleni vur sonra da bosslarla çarpış merkezli Quake 4'den (ortalama notu 80) çok daha yaratıcı bir senaryoya sahip bir oyun Prey. Belki silahları ilginç değil, belki Portal teknolojisi biraz güdük kullanılmış; ama bu eksiklerini senaryonun iniş çıkışlarıyla, gerçekçi bir kızarkadaş portresiyle, Dyson Sphere gibi fiziksel olarak var olması mümkün bir yapıda deathwalk, gravitywalk, spiritwalk gibi yenilikçi özellikleri kullanmamıza izin vermesiyle gidermeyi bildi.
Ve belki de en önemlisi, gerçek yaşayan bir dünyanın yabancısıymışız hissini verdi.
Şu sıralar Steam'i olanlar The Ship'i kesinlikle denesinler. Orjinal fikir nasıl olur, tam olarak orada görebilirsiniz. Hırsız - Polis oynardık ya küçükken (ben yaşlı dinazorum!), adamlar onu oyun yapmış. Başka bir sürpriz daha. Bu senenin en iyilerine şimdiden adını yazdırdı bile The Ship.
Yoksa bunu mu diyorsunuz? :)
Ben balkondan "loitumaaa" diye bağırarak atlamayı planlıyordum ama şimdi kim uğraşacak "satanist pırasa gençlerimizi öldürüyor" manşetleriyle. ;)